4) Çok gidip geldiğimiz ancak hiç hatırlamadığımız SPADYUM nedir ve nerededir - bilir misiniz?

 

Bazı Kitaplarda SPATYOM olarak da geçer. Bilgi Kitabı' nda SPADYUM ve SPATYUM olarak geçer. Bilgi Kitabı  sadece 121, 132, 145, 379 ve 615 ci sahifelerinde Spadyum' dan bahsedilir.

 

Ancak  Spadyum' un nerede olduğu hakkında direkt bilgi verilmez. Spadyum, Biz 3.cü Boyut Varlıklarının Öldükten sonra (Fizik Bedenlerimizi terk ettikten sonra) Eterik Beden-Işık Bedenlerimizle çekildiğimiz-vardığımız yerdir.

 

Spadyum da Fiziksel-Maddesel bir ortamdır. Dünya maddesine göre Seyyaliyeti-Frekansı çok daha yüksek Maddelerden müteşekkil Fiziksel bir ortamdır. Spadyum da, Kendinizi ve çevrenizi nasıl tasavvur ederseniz, nasıl düşünürseniz, Kendinizi o şekilde tezahür ettirir-yaratırsınız.

 

Düşündüğünüz ortamda hemen çevrenizi sarar. Spadyum, seyyaliyet derecesi farklı 7 katman - 7 kademe halindedir. Her Katmanda kendi arasında katmanlar halindedir. İnsan ulaştığı tekamül seviyesine göre, yükseldiği titreşim seviyesine göre, hangi katman frekansına uygunsa o katmana çekilir, dinlenir, arındırılır, hazırlanır ve bilgilendirilir.

Not. Dünya boyutunda tatmak zorunda kaldığımız Ölüm aslında bir aldatmacadır. Gerçekte Ölüm diye bir şey yoktur. Çünkü var olan Enerji hiçbir şekilde yok edilemez. Enerji sadece Şekil değiştirir.

Ölen (İşlevini kaybeden) yaşarken kullandığımız bir araç olan Fizik Bedendir. Fizik Bedenin duvarları arasında yaşayan gerçek Biz, yani Öz, yani Yüksek Benliğimizin kendi Öz Parçası, Ölümsüzdür.

Ölüm anında her şey aydınlanmaya ve parlamaya başlar. Kaba madde yoğunluğundan ve ızdırabından çıkılır, hafifler ve yükseliriz. Derin bir mutluluk, huzur ve asudelik hissedilir. Ucunda parlak bir Işık olan tünelden hızla çıktığımızı algılarız.

Önce Tüm Bilincimize, Aklımıza ve Duygularımıza sahip Işık varlık (Işıktan mini bir top veya kristal bir küre şeklinde tarif edilir.) haline dönüşür ve Her şeyin Beyaz Işık tonları olarak algılandığı bir Enerji Aleminin içine dalarız. Sonra Mevcut Bilincimizin gücü seviyesinde, seyyal Eterik maddeden kendimize beden ve kıyafetler yaratır, çevremizi de tahayyülümüze göre oluştururuz.

Yine Bilinç seviyemizin tayin edeceği süre içersinde Spadyum katmanlarına veya yeterli isek diğer üst Boyutlara Işık hızıyla çekilir, oraların ortamına adapte oluruz.

Ruh ve Madde Yayınlarından olan "SADIKLAR PLANI-Ruhsal Tebliğler" adlı Kitabın 692.ci sahifesinde [ Spatyom ismini verdiğiniz mekan nerededir? Bu mekan, Fizik Alem ismini verdiğiniz fakat pek az yöresini tespit edebildiğiniz Alemin hem içinde, hem de dışındadır. Yani Sizler bir yönünüzle Spatyom' un yüzeyinden temasta, bir yönünüzle de fizik Alemin cismiyle temastasınız.] denmektedir.

 

Yine aynı sahifede [......onun da (spatyom' un da) maddesi vardır, fakat fizik maddeden farklıdır. Onun da atomu vardır, fakat fizik atomdan farklıdır. Spatyom planlarını müşahede eden bir varlık, mesela bir insan, orada hakiki meleke ile müşahede ettiği zaman, mevcut bulunan eşyanın geçirgen vasıfta olduğunu, daha parlak, daha ışıklı durumda olduğunu görür.] denmektedir. (Sadıklar Planı Sh.692 - Okumak için tıklayınız.)

 

Akaşa Yayınlarından olan "KRYON-Bir İnsan Gibi Düşünmeyin" adlı Kitabın 75.ci sahifesinde bir "Yaratılış Mağarası"ndan bahsedilmekte ve şöyle denmektedir.

[ Söz konusu Mağara Dünyanın tropikal bir bölgesinin altında ama çok derinlerde ve erişilmez bir bölgesinde bulunmaktadır. Burası Rehberleriniz için, hazır olduklarında İnsanları götürdükleri bir yerdir. Orası çoğu İnsanın sadece aşılar aldığı, ya da Rehber değiştirdiği sırada, ya da bütün İnsanların Ölüm ve Doğum sırasında -Astral Bedenleriyle- girebilecekleri bir yerdir. Burası Siz öldüğünüzde gördüğünüz ve Size gebe kalındığında gördüğünüz ilk yerdir. Burası çok parlak Işık yayar ve yine Beyaz Işık yayan Varlıklar tarafından gözetilir. Dünya Dersindeki Herkesin Evrensel İsmi ve nitelikleri burada saklanır.] denmektedir. Anlatılan yer yani Yaratılış Mağarası "Spadyum" dur.

Yine Akaşa Yayınlarından olan "RA BİLGİLERİ" adlı 4 ciltlik kitapda [ 3.cü Boyut Varlıkları olan İnsanların Ölümlerinden sonra Astral Bedenleriyle Dünya' nın İçsel Katlarına alındığı ] açıklanır.

 

RA BİLGİLERİ Kitabının 1.ci cildinin 154.cü sahifesinde ise [ Adolf (Hitler) adıyla tanınan Varlık şu anda Kürenizin güç alanı içinde bulunan Orta yükseklikte Astral katlardan birinde şifa sürecinde bulunmaktadır.] denmektedir.

Bilgi Kitabı Sh. 855 de ".... Güneşinizin Sol Boyutundan, 10.Boyutta bulunan Tesirler Mekanizmasından Sizlere muayyen Frekanslara bağlanmış olan Kozmik Enerjiler Yansıtılır. Bu Enerjileri herkes Bilinç Düzeylerine paralel olarak alır ve Evrimleriniz yaşadığınız Dünyada Evrensel Disketlere kaydedilir." denmektedir. ( Bilgi Kitabı Öz.Ek.4-Sh.855 için tıklayınız.)

"Evrensel Disketlerimiz" yani halihazır ve geçmiş yaşamlarımızın kaydedildiği Disketler, Yaşadığımız Dünyada bulunduğuna göre, Spadyum' a intikal eden bir varlık da aldığı, alamadığı ve gelecek yaşamında alacağı dersleri görmek üzere Evrensel Disketleri Spadyum' da tetkik ettiğine göre, Yaşadığımız Dünya ile Spadyum aynı yerdedir.

 Bilgi Kitabı da "Evrimleriniz yaşadığınız Dünyada Evrensel disketlere kaydedilir." cümlesiyle bize Spadyum' un Dünya' da olduğu bilgisini endirekt olarak vermektedir.

SONUÇ : Biz 3.cü Boyut İnsanlarının Ölünce ulaştığı Spadyum, Dünya ile iç içedir. Bizleri ayıran Seyyaliyet-Frekans-Titreşim farkıdır.

Yani Ölünce Göklere alınmıyoruz. Bilakis Yer Kürenin içindeki Işık Aleme doğru çekiliyoruz. Ama hiç bir zaman hapis değiliz. Şuur açıklığımız nispetinde istediğimiz zaman Madde Alemini izleyebiliriz. Ama maddeyi etkileyemeyiz.

Ancak Işığın cazibesi, çekiciliği, huzuru ve mutluluğu o kadar fazladır ki bunu yapan sadece maddeye doyamamış Varlıklar ve görevleri icabı Görevlilerdir. Ölmüş olan yakınlarımız-sevdiklerimiz Bizimle aynı yerde, aynı Dünyadadır. Onlarla iç içeyiz. Bizden uzaklıkları bir düşünce mesafesi kadardır. Onlara göndereceğimiz en büyük hediye bir anlık dahi olsa SEVGİ DÜŞÜNCESİ' dir.

Not. 3.cü Boyutta kalması gereken yani Dünya Evrimine devam edecek olan kişi, Ölümünden hemen sonra mevcut Bilinciyle fakat Eterik Bedenle (Fizik Bedene göre daha seyyal maddeden yapılmış Bedenle) ortaya çıkmaktadır. Eterik Beden, Dünya gözüyle görülmemekte, Dünya maddesine hiç bir etki yapmamakta, Maddeyi tutamamakta, Maddenin içinden geçmektedir.

Ölüm sırasında, ölen kişi fizik bedenin ağırlığından kurtulmuş olarak her şeyi görmekte, algılamakta ancak yakınlarına-sevdiklerine ölmediğini, yanlarında olduğunu, bildiğimiz fiziksel ve maddesel etkilerle anlatamamaktadır.

Dolayısıyla Ölen kişi artık kaba madde Dünyasının kendi yeri olmadığını anlar. Ölen kişi, fiziksel olarak öldüğünü tam olarak idrak ettikten sonra (Genelde Fizik Bedenin toprağa verilmesinden sonra) Spadyum tarafından çekilmekte, İnsan kendini karşılayan Hami dostlarıyla-Yakınlarıyla beraber Spadyum' un kendi frekansına uygun katına ulaşmaktadır.

Orada geçmiş yaşantısını Rehber varlıklarla beraber irdelemekte, aldığı ve alamadığı dersleri gözden geçirmektedir. Dünya' da Bedenli iken yaptıkları kendi Vicdanında kötü izler bıraktıysa üzülmekte, pişman olmaktadır. Eğer negatifleri fazla ise uzun süre dinlendirilerek, yeni enerji takviyeleri yapılarak arındırılmaktadır. Yaptıkları olumlu ise sevinç ve mutluluk duymakta, Üst Varlıklar tarafından daha ileri seviyeler için bilgilendirilmekte, desteklenmekte ve hazırlanmaktadır.

 

İnsan , Spadyum da mevcut Bilinci nispetinde ; etrafındaki rehberlerin, eğiticilerin, dostların, birlikte olduğu diğer varlıkların ve çevresindeki Düzenin farkına varmakta ve Bilinç seviyesi yeterli ise buraları dolaşmakta, diğer varlıklarla temas kurmaktadır. Yine Bilinci yeterli ise bir alt katman Varlıklarına yardımcı olmaktadır. Ayrıca orada kaldığı sürece de Kendisi de devamlı eğitilerek, gelecek yaşam planlarının seçimini ve hazırlıklarını yapmaktadır.

 

Spadyum da, alevlerin ve zebanilerin yer aldığı bir CEHENNEM ile Hurilerin içki sunduğu, Mensuplarının yan gelip yattığı bir CENNET bulunmamaktadır. Ancak bunlara veya başka şeylere inanarak yaşayan bir İnsan öldüğünde, İnandığı ortam çevresini sarmaktadır. Rehber varlıkların ve Yakınlarının telkinleri sonucunda, Bu ortamı kendi zihninin yarattığını algılayarak uyanması -Bilincine bağlı olarak- uzun bir süre almakta, Kişi de Evrim yolunda zaman kaybetmektedir.


Yazım tarihi : 20.12.2002-Orhan Öz

buzkom@gmail.com