7) Bütün Dinsel ve Ruhsal Bilgilerde üstü kapalı geçilen aslında Tüm Yaradılışın var edilme nedeni olan YÜKSEK BENLİK nedir? Bilir misiniz ?

 

YÜKSEK BEN -YÜKSEK BENLİK Konusu ; Genelde Bütün Dinsel ve Ruhsal Bilgilerde üstü kapalı geçilmiştir. Aslında bildiğimiz ve bilmediğimiz Bütün Var oluşlar ve Mevcudat ; Yüksek Benlik' lerin, Alemleri sınaması - deneylemesi - tecrübe ve Bilgilerini arttırması için yaratılmıştır.

Yüksek Benlik : Allah 'ın - Yaradan 'ın - Tanrı 'nın bir tohumudur. Bu tohum, Tanrısal Enerjiye - Yaratıcı Enerjiye - Evrensel Bilince sahiptir. Evrensel Yasalar çerçevesinde Var edebilir. Yok edebilir. Sonsuz Şuur sahibidir. Can verir. Diriltir. İhya eder. Yeniden kurabilir. Yeniden çözebilir.

Yüksek Benlik : Evrensel Bir Varlıktır. Çok seyyal - akıcı - yüksek frekanslı bedene sahiptir. Gerçek anlamda Ölümsüzdür. Bildiğimiz -Bilmediğimiz Bütün boyutlarda hareket serbestliğine sahiptir.

 

Derin - Parlak - Açık ve Sonsuz Şuur Alanı vardır. Hür Düşünceye - Hür Vicdana ve ÖZ Bilgi ve Bilince  sahiptir. Kendi varlığının sebep-netice zincirleri hakkında Bütün Bilgilere sahip olduğu gibi, Tüm Kainatın içersinde seyrettiği Bütün EVRENSEL YASALARI  bilmekte ve icaplarına uymaktadır. Bütün geçmiş ve gelecek onun için An' dır.

Yüksek Benlik veya Yüksek Benlikler Sahip olduğu Kudret ve Kuvvetle yarattıkları kaba Madde ortamlarına haiz oldukları Yüksek Enerji ve Seyyaliyet nedeniyle giremezler.

 

Yüksek Benlikler, Kaba madde ortamlarını tanımak, Maddeyi kontrol etmek, Maddeyi yönetmek ve Kendilerine has tecrübeler edinmek için , kabiliyet ve güçlerinin bir kısmı ile varlık  bedenleri içersinde, Kaba madde ortamına Enkarne olurlar. İnsan Bedenlerine veya diğer varlık bedenlerine bağlanırlar.

Yüksek Benlik, çok geniş kapsamlı bir varlık olduğu için , Genelde Kuvvet ve Kudretinin küçük bir kısmı ile enkarne olur. Yani 360 derecelik bir Şuur Alanına sahip bir Yüksek Benlik, 20-25 derecelik Şuur Alanını İnsan Bedenine aktarır.

 

Böylece Yüksek Benlik, Esas Varlığıyla, Esas Kudret ve Kuvvetiyle, Mevcut bütün Yüksek Melekeleriyle kendi Boyutunda varlığını sürdürmeye devam eder. Ancak Bedene ve Kaba madde ortamına bağlanmış olan Yüksek Benliğin bu kısmı, öyle bir şahsiyet ayırımı içine girer ki, Ayrılmış olduğu ve Öz parçası olduğu Yüksek Benlik' ten

habersiz kalır. Yüksek Benlik Adeta 2' ye ayrılmış gibi olur.

 

1.ci Yüksek Benlik = Geldiği Kimlikten ayrı bir kimliğe bürünen, geldiği kaynağı unutan ve varlık  Bedeninde enkarne olan Yüksek Benlik' tir.

 

2.ci Yüksek Benlik = Evrensel bir Varlık olarak yaşamını sürdüren ve enkarne ettiği (Öz parçasını) her an izleyen, onun tüm yaşam duygularını ve tecrübelerini gören-hisseden-kaydeden Yüksek Benlik' tir.

 

Yüksek Benlik, Bu şekilde 1 parça'ya ayrılarak bir Bedene enkarne olabildiği gibi, daha küçük parçalara ayrılarak "seçtiği zaman ve ortama göre" birden fazla Bedene de enkarne olabilmektedir.

Yüksek Benlik, sadece kendine has tecrübeleri edinmek, Maddeyi tanımak, Maddeyi kontrol etmek, Madde sistemlerini yönetmeyi öğrenmek için İnsan Bedenine enkarne olmaz.

 

O bedeni teşkil eden Maddesel kütlenin de Tekamülünü temin etmek için enkarne olmaktadır. Zira Kaba Madde Alemleri, Evrensel Varlıkların var olduğu Seyyal Alemlerin ( Astral - Eterik veya Yüksek Frekanslı Alemlerin ) de Enerji kaynağıdır.

 

Kaba Madde Alemlerinin titreşiminin yükselmesi, Seyyal Alemlerin genişlemesine neden olmaktadır. Yani Kaba madde Alemlerinin çoğalması ve Frekansının yükselmesi, Seyyal Alemlerinin genişlemesini ve büyümesini sağlamaktadır. Özellikle Kaba Madde Alemlerinde, en büyük frekans olan Düşünce (anti madde) , Seyyal Alemlerin esas enerji kaynağıdır.

Dolayısıyla Yüksek Benlik' lerin bir görevi de Madde Alemlerinin gelişmesine ve Şuurlanmasına çalışmaktır. Yüksek Benlik' ler, Bütün Var oluşları inkişaf ettirmekle sorumlu ve vazifelidir. Yüksek Benlik' lerin sahip olduğu Kudret ve Enerji, Her Mekandaki, Her Varlık Sistemini geliştirecek ve yükseltecek güçtedir.

Onun için En kabasından, En seyyaline kadar BÜTÜN MADDE ALEM'LERİN DE YÜKSEK BENLİK' LER SAÇAK SAÇAK, SİCİM SİCİM MEVCUTTUR. Ateşteki Varlıktan, Havadaki Varlıktan, Topraktaki Varlıktan, Sudaki Varlığa kadar, En Seyyal Varlıktan, En Kaba  Varlığa kadar her yerde Yüksek Benlik' ler maddeye Can vermiş durumdadır.

Kainatta mevcut olan Hiyerarşik Sisteme göre, Yüksek Benlik deneylerini, tecrübelerini yapmak ve maddeyi şuurlandırmak - bilinçlendirmek  için Genelde İnsan Bedenine enkarne olmaktadır. Daha alt seviyelerdeki mevcudat ( Hayvanlar-Bitkiler-kaba maddeler vs.) ise bire bir enkarne yerine grup olarak Yüksek Benlik' lerin enerjisinden istifade ederek Şuurlanma  yolunda ilerlemektedir.

İnsan aslında, Etten-kemikten yapılmış Biyolojik bir Robottur. Yani İnsan Bedeni bir Kukladır.

 

Kuklayı oynatan (Kuklacımız ise) Yüksek Benliğimiz' dir. İnsan Bedeni canlanmak - yaşamak - var olabilmek için yüksek bir Enerjiye muhtaçtır. İşte bu Enerji İnsana, Bu Enerjiye bizzat sahip olan Yüksek Benlik kanalıyla verilmektedir. BİLİNENİN AKSİNE BEDEN İÇERSİNDE RUH YOKTUR. Ruhsal Enerji, beynimizin odağındaki bir merkez tarafından çekilerek Beden canlı tutulmaktadır.

 

Beden, Yüksek Benliğimizin Enerjisi ile hayat bulan, gelişen, şuurlanma ve bilinçlenme yolunda olan bir madde Bütünüdür.  Yani tüm İnsanlara ve tüm mevcudata Can veren, onu yaşatan, zamanla bilinçlendiren ve şuur kazandıran, Yüksek  Benlik' lerdir.

İnsan Bedenine bağlanan-İnsan Bedenine Öz'ünden bir parça aktaran Yüksek Benlik Ruhsal Enerjiye kanallık ederek  Bedeni canlı hale getirir. Bir nevi elektriksel titreşimlerle Beyni kullanarak Bedeni denetim altında tutmaya ve istediği yönlere sevk etmeye çalışır. İnsan Bedenine bağlanan Yüksek Benliğin parçası Öz'de bir Tanrı tohumu' dur. Bu Öz adeta Bedene hapistir. Görevi maddeyi kontrol etmeyi, maddeye hakim olmayı öğrenmek ve içinde bulunduğu Bedeni kendi titreşimine-kendi frekansına-kendi bilincine çıkarmaktır.

Öz, Bütün yaşamlarını, Sahip olduğu Bedenlerle yasadığı bütün tecrübeleri, kaydeder. Her bedenlenme de, bu tecrübeleri enkarne olduğu Bedene Hücresel vibrasyon olarak aktarır. FİZİK BEDEN ÖLÜMLE YOK OLUR. ÖLÜM, YÜKSEK BENLİĞİMİZİN, BEDENE VERDİĞİ ENERJİYİ  KESMESİDİR. ENERJİ  KESİLİNCE BEDEN YOK OLUR. YOK OLMAYAN BEDENDEN BEDENE BİLGİSİNİ AKTARAN YÜKSEK BENLİĞİMİZİN BİR PARÇASI OLAN İÇİMİZDEKİ ÖZ' dür. Spadyuma çekilen, dinlenen, bilgilenen ve yeniden enkarne olan ÖZ' dür.

Yüksek Benliğin, İnsan Bedeni içersine aktardığı-bağladığı Şuur ve Enerjisi ; İnsan Bedenini yönetebilmek için Enerjisini gittikçe azaltmak, Enerjisini azaltmak için de gittikçe kabalaşan Bedenlere-Örtülere kendini sarmak zorundadır.

Yüksek Benlik, bu şekilde 7 Beden içine girerek İnsan Bedenini yönetecek Enerji düzeyine inmektedir. İnsan Bedeni içersindeki Şuur ve Enerji, Yüksek Benliğin kendi Şuuru olmasına rağmen, İnsan Bedeni içersindeki Şuur, adeta geldiği Yüksek Benlikten kopmakta, Geldiği kaynağı unutmakta ve ayrı bir Şahsiyete bürünmektedir.

Yüksek Benlik ise İnsan Bedenine tahsis ettiği parçasını her an, hissetmekte-görmekte-onunla birlikte yaşamaktadır. Ona impulslar-tesirler göndererek, onu uyandırmaya çalışmaktadır. Yüksek Benliğin bu dürtülerini, İnsan Vicdan sesi olarak algılar. Bu seste, Adalet, Sevgi, Şefkat, Merhamet ve Minnet vardır.

İşte Evrim, ayrı Şahsiyete bürünen-Esas Kaynağını hatırlamayan Yüksek Benlik parçasının, İnsan Bedeniyle birlikte Frekansını-Enerjisini-Bilincini yükselterek, Esas Yüksek Benliğin titreşimine ve enerjisine ulaştırma gayretleridir.

ONUN İÇİN HEPİMİZ  TANRI'dan-YARATAN'dan BİR PARÇA' yız. ONUN İÇİN HEPİMİZ  BİLGİMİZ, MADDİ SEVİYEMİZ, BİLİNCİMİZ, FİKİRLERİMİZ, DİNİMİZ, RENGİMİZ, DAVRANIŞLARIMIZ,  NE OLURSA OLSUN,  YARGILAMADAN VE YARGILANMADAN,  SEVGİ VE SAYGI, GÖRMEYE VE GÖSTERMEYE LAYIK VARLIKLARIZ.

*Bir Bedenli Varlık daima kendi Yüksek Benliğinin kontrolü altındadır ama bu kontrolün nasıl, hangi şartlarda ve nereden yapıldığını hiç bilemez. Bugün yeryüzünde olan bir İnsanın görevi, mümkün olduğu kadar Bedenini en iyi şartlar dahilinde kullanmak, Vicdan Mekanizması ve Sezgiler yoluyla Yüksek Benliğinden gelen dürtüleri almaya çalışmaktır.

 

Çünkü Beden yapısının mükemmel olması Yüksek Benliğin, Beden üzerindeki hakimiyetinin artmasına neden olmaktadır. Beden üzerindeki hakimiyetin artışı ; hem Yüksek Benliği, hem de Bedeni (Yani Biz'i) mükemmel yaşamlara ve mükemmel duygulara ulaştırmaktadır.

Sağlıklı ve Mutlu olmanın esas şartı Bedenin, Yüksek Benlik' le ahenk içersinde-uyum içersinde olmasıdır. Hastalıklarımız ve mutsuzluklarımız, Yüksek Benlik' ten gelen bilgilerin ve tesirlerin tam olarak alınmamasından  kaynaklanmaktadır.

Uyumun-Ahengin sağlanması için Bedenin Hücresel titreşimini yükseltmek lazımdır. Yüksek titreşim için Bilinci yükseltmek, Bilinci yükseltmek içinde şartlandırılmaların ötesinde Bilgi almak, araştırmak, düşünmek, analiz ve sentezler yapmak lazımdır.

Sahip olduğumuz Ego, Fizik Bedenimizin Ego'sudur. Sahip olduğumuz Bilinç' de Fizik Bedenimizin içinde bulunduğu zaman periyodunun ve ortam şartlarının ulaştırdığı Bilinç' tir. Ancak Fizik Bedenin Bilinç seviyesi yükseldikçe, Yüksek Benlik' ten gelen tesirlerle Fizik Beden, Hem Ego'sunu kontrol altına almakta, Hem de Maddenin Ötesinde-Fizik Ötesindeki gerçekleri  kavramaya başlamaktadır.

Varlık araştırmaya - düşünmeye devam ederse, içindeki Öz' e ve Öz kanalıyla kendi Yüksek Benliğine kademe kademe ulaşmaktadır. Bu kavuşmanın ahengi-uyumu yükseldikçe Bedenin yaşamdan aldığı Mutluluk ve Sevinç de yükselmektedir. Eğer Fizik Beden hücresel titreşimini kendi içindeki Öz titreşimine ( Yüksek Benliğinin titreşimine ) ulaştırabilirse, O Fizik Beden kendi Ruhsal Enerjisine kavuşmakta ve O fizik Beden için Ölüm bitmektedir. O Beden içindeki varlık,  Tanrı Tohumu - Yüksek Benlik vasfını kazanmaktadır.  Ancak Yüksek Benliğimizle olan bağımız Sonsuza kadar devam edecektir.

SONUÇ : ÖZ' üne ulaşamayan Beden, Ölüm'le yok olmaktadır. ÖZ' üne ulaşan Beden ise ÖZ' üyle Bütünlenerek Ölümsüzlüğe kavuşmakta ve Tanrı Tohumu - Yüksek Benlik vasfını kazanmaktadır.

 

Bilgi Kitabı özetlerinden "YARATILIŞ"  bölümünü tetkik ederseniz. Tüm Varoluşda 7 kademe olarak aşağıya inen, 7 Yaratılış kademesi olduğunu görürsünüz.  Bütün Varoluşlar kendi bulundukları ortamlardan, daha Kaba Fiziksel ortamları var  ederek O ortamlarda yaşayacak olan Varlıkları  yaratmışlardır.

 

O ortamları denemek-sınamak-tanımak-öğrenmek için de yarattıkları varlıklara "Yüksek Benlik" olarak bağlanmışlardır. Bu tatbikat her Varoluş kademesinde aynen tekrar edilerek Bizim içinde bulunduğumuz kaba Madde Alemlerine kadar gelinmiştir. Bizim "Yüksek Benlik" lerimiz,  Bizlerin içinde bulunduğu Madde Alemlerini ve Bizleri yaratan "Adem" lerdir.

 

1.ci Var oluş olan olan Atlantalılar , Allah-Kadiri Mutlak ve Yaradan' ları yaratarak onlara Yüksek Benlik olarak bağlanmışlardır.

 

2.ci Varoluş olan Allah-Kadiri Mutlak-Yaradan' lar ise Kozmik Beyin' leri yaratarak Onlara Yüksek Benlik olarak bağlanmışlardır.

 

3.cü Varoluş olan Kozmik Beyin' ler ise, Ulu Güç' leri yaratarak onlara Yüksek Benlik olarak bağlanmışlardır.

 

4.cü Varoluş olan Ulu Güç' ler de, Rab-Rahman-Rahim' leri yaratarak onlara Yüksek Benlik olarak bağlanmışlardır.

 

5.ci Varoluş olan Rab-Rahman-Rahim' ler de, Adem' leri yaratarak onlara Yüksek benlik olarak bağlanmışlardır.

 

6.ci Varoluş olan Adem' ler ise, İnsan' ları yaratarak onlara Yüksek Benlik olarak bağlanmışlardır.

 

7.ci Varoluş olan İnsan'lar da Yüksek Benlik' lerine ulaşma çabası içindedirler.

 

Her Varoluş, yarattığı Varoluşa görünmez Enerji Telleri ile bağlanmış, O Varoluşun VİCDANI ve YÜKSEK BENLİĞİNİ oluşturmuştur. Bu nedenle  "Bütün Alemlerde, Yüksek Benlikler ezel-ebet yolunda Saçak Saçaktır. Sicim sicimdir"  denmektedir.

Bu Zincirleme bağlanış EVRENSEL bir MEKANİZMAYLA Sonsuza kadar sürmekte,  Kainattaki tüm Varlıklar, birbirinin içinde yaşamakta ve hissetmektedir. Bu Sistemle, YÜKSEK BEN' ler, yarattıkları Varlıklara  Şah Damarından daha Yakın olmuşlardır. "Yüksek Benlikler hakkında ek Bilgi için tıklayınız."

 

Not.1- Ruh ve Madde yayınlarından olan SADIKLAR PLANI-RUHSAL TEBLİĞLER adlı Kitabın 668.ci Sh.de, Kainattaki Tüm Varlıkların birbirine "YÜKSEK BENLİK" şeklinde olan bağlantısı "KUKLACI" misaliyle şöyle anlatılmaktadır.

"...Beden, şüphesiz bir Kukladır. İpleri Yüksek Ben-Ulvi Ben, kısaca Ruhi Ben'in elindedir. Kuklanın hareketleri, Kuklacının parmaklarına takılı bulunan İPLERLE temin edilir. Kuklacının parmakları, kolları, adaleleri, sinirleri vasıtasıyla Beyni tarafından idare edilir. Beyin yani Kuklacının Beyni, gene Onun Yüksek Benliğine bağlıdır. Yani Kuklacı da kendi Yüksek Ben'inin bir kuklasıdır. Bu bağlılık EVRENSEL BİR MEKANİZMA içersinde SONSUZA kadar gitmektedir...."  (Sadıklar Planı Sh.668-669 / Okumak için tıklayınız.)

 

Not.2- Bilgi Kitabı' nda Yüksek Benlik tabiri kullanılmaz. Ancak Asil Gen, Öz Gen, Ana Enerjisi ve bazı yerlerde de Ruh kelimesiyle "Yüksek Benlik" anlatılmıştır.

 

Not.3- Akaşa yayınlarından olan "Omni -Yaradılışın Dört Prensibi" adlı kitabın 148.ci sahifesinde, Omni isimli yüksek Boyuttan bir sözcü Yüksek Benliğimizi şöyle anlatmaktadır. [ Siz sadece Tanrı' nın bir parçası olmakla kalmayıp, en yüksek düzeylerde Tanrı olarak düşünebileceğiniz çok-boyutlu bir varlığın fiziksel uzantısısınız. Bu Sizin içinizde Gezegenleri ve Galaksileri yaratmış olan aynı yaratıcı Gücün, Dünyanızı yaratmış olan Gücün bulunduğu anlamına gelir. ]


Yazım tarihi : 20.12.2002-Orhan Öz

buzkom@gmail.com