119) Eskişehir'den T.Ö. yazıyor.

Bütünsel Işık'tık, ayrıldık foton olduk, birleştik elektron olduk, atom olduk, molekül olduk, dünya'ya düştük, madenler, dağlar, tepeler, denizler, nehirler, sular  olduk, sebat ettik, sabrettik, pas olduk, küf olduk, mantar olduk, çoğaldık, her çeşit nebatat ve ormanlar olduk, suya düştük, hücre olduk, mikrop olduk, çoğaldık,  hayvanlar olduk, hareket ettik, yürüdük, koştuk, yendik, yenildik, bedenden bedene geçtik, hep öldük, hep dirildik, gün geldi insan bedeniyle doğduk, zor günler, iyi günler yaşadık, kan döktük, savaştık, güç, intikam, yokluk, varlık, sevgi, hasret, ısdıraplar yaşadık, hep öğrendik, hep ders aldık, binlerce kez öldük, binlerce kez doğduk, rahman ve rahim olan gücü duyduk, O nu bulduk, teslim olduk.

Şu an silinmiş hafızamla tekrar Dünya'dayım. Kim bilir belki tekamülümü tamamlayıp ölümsüz olacağım, belki başka başka alemlerde var olacağım, belki ruhsal ve rabsal boyutlarda melek olacağım, belki de rabsal, tanrısal sistemlerde görev alacağım.

Sorum ve merakım şudur? milyar asırlardır süren ve sürecek olan bu sonsuz döngünün sonunda ne olacağım, nerde olacağım? 

Görüşleriniz ve sorunuzun cevabını, yaklaşık  zamanımızdan 800 yıl önce (30.Eylül.1207-17.Aralık.1273) tarihleri arasında yaşamış olan Büyük Düşünür Mevlânâ, Mesnevi adlı eserinde vermiş bulunmaktadır.

Aşağıda 4 ayrı müellife ait  Mesnevi-cilt.3 de, 3900.no ile yer alan paragrafın Türkçe tercümeleri yer almaktadır. Tercümelerde herhangi bir eksiklik olmaması için 4 ayrı müellifin aynı paragrafa ait tercümeleri özellikle konmuştur.

 

 

 

 

 

 

Tercümelerden açıkça anlaşıldığı üzere, Büyük Düşünür Mevlana da, aynen Bilgi Kitabı bilgileri gibi, Maddeden Kamil İnsanlığa ulaşan değişim ve tekamül yolunu açıkça anlatmaktadır.

 

Bu paragrafta Mevlana, aynı zamanda, Evrim sürecini tamamlayarak Kamil İnsanlık mertebesine ulaşan kişilerinde ne yapacağını, nerede olacağını açıklamaktadır. Melek vasfına ulaşan Kamil Varlıklar için asırlar sürecek Rabsal ve Ruhsal görevlerin ifasını müteakip (Melek olduktan sonra da ırmağı atlamak, melek sıfatını da terk etmek gerek, “Her, şey fanidir, helâk olur… ancak O'nun hakikati bakidir.”) denmektedir.

 

Yani Fani olan her şeyin bir  sonunun olacağı, sadece Allah'ın baki kalacağı açıklanmakta, ne olacağım şeklindeki sorunun cevabı da "ırmağa atlamak" olacaktır cümlesiyle verilmektedir. Ancak bu cümle basit bir intihar iması değildir. "ırmağa atlamak" yani suya atlamak cümlesi çok derin anlam taşımaktadır.

 

Derin ifadeyi anlatmak için aşağıdaki bilgiyi dikkate almak lazımdır.

 

Kainatlar da, Evrenler de mevcut tüm maddelere, madde parçalarına, maddeden var olmuş tüm mevcudata, titreşimi aktaran, frekansı veren, döndüren, canlandıran, birleştiren, değişimini, gelişimini sağlayan,  maddeyi maddede tutan vibrasyon Gücü, Ruhsal Enerjidir.

 

"Bütün Mevcudat, ilahi Mevcelerin Gücü ile Var olmuştur. Bu ilahi Mevceler, Helezoni Vibrasyonlardır. Bu Doğal Titreşim Kaynağının Rezonansı, Atomik yapının içindeki Enerjiyi her Galaksinin bünyesinde bulunan ayrı ayrı ve değişik emlahla birleştirerek, Canlıyı Var etmiştir. Ondan sonra, Var olan tek Hücre, yine aynı Rezonanslarla bir Bilinç ve Şuur kazanmıştır."  (Bilgi Kitabı bak. Fas.17-Sh.148

 

Bu Doğal Enerji ile titreşen her varlık da hacmi kadar şuura sahiptir. Yani bir atom, molekül, bitki, ağaç, taş, vs. her şey, hatta atom altı parçalar dahi hacmi kadar şuura sahiptir. Dolayısıyla şuuru olan her şey canlıdır. Her canlı da hacmi kadar, enerjisi kadar şuura sahiptir, değişimini, gelişimini, idrakini ve bilgisini arttırdıkça, hacmi ve şuuru, farkındalığı yükselecek, daha çok Ruhsal Enerji çekecektir.

 

Not.1- Mevcudat 30.000 yıllık enerjiyi absorbe edebildiğinde Hakiki İnsan=Kamil İnsan olacak, Ruhsal Enerjisine sahip çıkacaktır. "30.000 yıllık enerji" (Bilgi Kitabı bak. Fas.39-Sh.372

 

Not.2- Mevcudatta ilk şuur uyanması, var olduğunun farkındalığıdır. Sonraki adımlar, çevresindeki hareketlerin, olayların ve gelişimin kademe kademe idrakidir. Bu farkındalık ve idrak ne kadar artarsa, o kadar fazla ruhsal enerji çekilir. O nispette şuur yükselir. Şuur yüksekliği de maddesel (Bedensel) değişim ve gelişim getirir.

 

Evrensel Boyutta 3 lü tekamül vardır. Ruhi - Bedeni - Şuuri. Bireysel Şuur, Evrensel Bütünün bilgilerinden, idrak edebildiğin bilgi kadardır. Bu İdrak ne kadar çoksa, o kadar çok ruhsal enerji çekersin. Ne kadar çok ruhsal enerji çekersen, o kadar çok yüksek Bedene sahip olursun. Bu tekamül, bu çerçevede döngü olarak devam eder.

 

"Bir Elmanın Şuuru, insanın Şuuru, Taşın Toprağın Şuuru, Hayvanın Şuuru, velhasıl Evrende gördüğünüz tüm Elementlerin Şuuru, bu Evrensel Bilinç ile Birleşince, bir Bütün olurlar."  (Bilgi Kitabı bak. Fas.2-Sh.10

 

"Evrensel Boyutta ön planda tutulan Üç Tekamül vardir: Biri Ruhi, Biri Bedeni, Biri Şuuri tekamüldür."  (Bilgi Kitabı bak. Fas.17-Sh.149

 

"Aslında Dünyanız da bir Canlıdır."  (Bilgi Kitabı bak. Fas.42-Sh.408

 

"Canlı, Cansız tüm Mevcudat, EVRiM için yola çıkmaya mecburdur." (Bilgi Kitabı bak. Fas.24-Sh.221

 

 

Suya atlamak kavramını idrak için, sonsuz bir Su Kaynağı düşünelim. Bu Kaynaktan fışkıran sular kendi arasında çarpışır, karışır, köpürür, coşar, girdaplar ve şelaleler meydana getirir, taşkınlar, dereler, nehirler, ırmaklar olur, hatta deniz olur, göl olur, buhar olur, yağmur, kar, buz olur, bütün yeryüzüne yayılır. Su ulaştığı her yere bereket ve hayat verir. Hayat verdiği her çeşit canlının bünyesinde yer alır. Hayat verdiği canlıyla yaşar ve yaşatır.

Mevcudatın bünyesindeki su da, bulutlardaki su da, buz halindeki su da, kaynaktan çıkan bütün sular, eninde sonunda bir şekilde toprağa düşer, topraktan süzülerek, direk veya endirekt yollar bularak asıl Kaynağa geri döner. Sonra tekrar Kaynaktan çıkış başlar. Bu çıkışlar ve dönüşler durmaksızın Sonsuza dek biteviye sürer.

Ancak  Kaynaktan çıktıktan sonra yaşamdan yaşama, sıvı, gaz, bulut, deniz, göl, ırmak vs. şekillerde, halden hale dönüşen, her çeşit nebatat ve mevcudat ile yaşamdan yaşama giren su molekülleri her yaşamdan, her bir halden, her seferinde yepyeni deneyler, yepyeni tecrübeler, izlenimler kazanır ve yepyeni şuurlar elde eder. Bu nedenle, Sonsuz Kaynak her sirkülasyonda daha coşkulu, daha kudretli, daha gür, daha sevinçli ve daha mutlu, daha pozitif biteviye akar akar.

 

Su bilgilidir, Su şuurludur. Su Doğa'nın aklı'dır, Su berekettir, Su rahmettir, Su pozitif enerjidir, Su negatifleri yıkar, Su her şeyi temizler,  süpürür, gün gelir düzeltir, ateşi söndürür, Su tüm Mevcudata can'dır. Su yaratıcıdır, tüm nebatata ve mevcudata hayat verir, geliştirir, büyütür. Bu sonsuz döngüdür. Suya atlamak, sonsuz döngüde tüm mevcudatla bir olarak sonsuz yaşamak anlamındadır.

 

İşte Kamil İnsan, suyun frekansına, onun enerjisine, onun pozitif titreşimine ulaştığı zaman, suyun cazibesi, suyun çekimi o kadar yüksek gelecek ki, aşık olunan bir varlığa ulaşmak, kavuşmak arzusundan, daha kuvvetli bir istek ve çekimle, kendi öz tercihiyle, o sonsuz ırmağa (o sonsuz enerjiye) dalacaktır.

 

Not. Su, hidrojen ve oksijen atomlarının birleşmesinden oluşur. Kimyasal olarak (H2O) formülüyle gösterilir. Su, 2 Hidrojen(H) atomu ve 1 Oksijen (O) atomunun birleşmesinden oluşur. Gariptir ki Oksijen (O) yakıcı, Hidrojen ise (H) yanıcı bir maddedir. Ancak 2 si birleşince Su söndürücü olur. Hidrojen (H) Evrende ilk var olan (var edilen) atomdur. Hidrojen 1 elektron ve 1 protondan oluşan ibaret basit bir Atomdur.

Ancak Evrende mevcut tüm atomların %90 nı Hidrojendir. Hidrojen tüm Yıldızlarda (Güneşlerde) ve dev gaz gezegenlerinde büyük miktarda bulunur. Bizim Güneşimiz dahil Evrendeki tüm Güneş’ler, Hidrojen ile ışık ve enerji üretir. Güneşlerin içindeki Hidrojen çekirdekleri, yüksek basınç altında birleşerek Helyum’a dönüşür. Bu füzyon sonucunda büyük miktarda enerji, sıcaklık ve ışık elde edilir. Hidrojenin, Oksijen ile birleşerek meydan getirdiği Su, nasıl tüm mevcudata hayat veriyorsa, Hidrojen'in Helyum'a dönüşürken meydana gelen muazzam enerji de Evrene hayat vermektedir. Evrenin başlangıcından itibaren var olan Hidrojenle konuşabilsek aradığımız bütün soruların cevabını bulmamız mümkün olacaktır.

 

 

Yukarıda açıklanan Su kaynağı misali, Mesnevi tercümelerinde "ırmağa atlamak" cümlesi kullanıldığı için verilmiştir. Aslında titreşimlerimiz, frekanslarımız ulaşabilirse dalınacak olan Irmak, Sonsuz Evrenlerin, sonsuz boşluklarında ve sonsuz zamanlarında, sonsuz girdaplar, fırtınalar yaratarak yoğunlaşan Foton rüzgarlarından, Doğal bir güç olarak meydana gelen Ruhsal Enerji Irmaklarıdır. Bu dalış yok oluş değildir, Bu dalış, doyuma ulaştıktan sonra meydana gelen Değişimdir. Bu dalış, Ruhsal Enerjiyle var olan, gelişen, değişen, bilinçlenen, tekamül eden, tüm mevcudatla birlikte, anbean yaşamak ve yaşatmaktır.

 

"Eskinin Enerjisi Yeniyi meydana getirecektir. Yani hiçbir şey kaybolmaz, Yoktan Var, Vardan Yok olmaz. Her şey Aslına Rücu eder. Bir şey Var ise, Vardır ; Yok ise Yoktur."  (Bilgi Kitabı bak. Fas.42-Sh.409

"Her şey Sizinle başladı, her şey Sizinle oluşacak ve her şey Sizinle Son bulacak."  (Bilgi Kitabı bak. Fas.38-Sh.361


Yazım tarihi : 02..11.2023 --Orhan Öz.

 buzkom@gmail.com