İnsanlar Bu yansımalara, Bu bilgi partiküllerine kademe kademe, algıları
nispetinde ulaşırlar ve Bu yansımaları kendilerine göre çözerler,
İdraklerine göre Üretim yaparlar, Aletler geliştirir, Yollar, Taşıtlar,
Evler, Saraylar inşa ederler, Silahlar yapar, Savaşlar yapar, Oyunlar
oynarlar, Yazı yazarlar, Resim çizerler, Şarkı söylerler . Velhasıl aklımıza
gelen her şey, Tatbikata aldığımız her şey bize yansıtılan ve bizim de
kendimize göre algıladığımız Bilgi ve Enerji partiküllerinin, maddedeki
tezahürüdür.
BİZE YANSITILMAYAN BİR SESİ, BİR DÜŞÜNCEYİ, BİR RENGİ,YANİ DAHA ÖNCEDEN
VAR EDİLMEMİŞ HER HANGİ BİR ŞEYİ, İNSANIN KEŞFETMESİNE-BULMASINA İMKAN
YOKTUR. Bilgi Kitabı "...
Zira
olmayan bir şeyi asla Düşünemezsiniz." demektedir.
(
Bilgi Kitabı Fas.5-Sh.50 okumak için tıklayınız.
)
Yaptığımız her şey var edilmiş şeylerin bize yansıtılmasından, bizim
bilincimiz nispetinde bunları algılayarak tatbikata koymamızdan ortaya
çıkmaktadır. Dolayısıyla İnsan Bilinci yükseldikçe, İnsanların Algıları ve
tatbikatları da değişmektedir. İnsani tatbikatlar yani İnsani Eserler
değişince Medeniyetler de değişmektedir.
Onun için Bilinç değişince, Bilincin tatbikatı olan Moda, Sanat, Müzik,
Edebiyat, İlim, Bilim, Mevcut olan Gerçekler, Kavramlar ve Anlayışlar, Hepsi
değişmektedir. Dolayısıyla Sonsuz Kaynaktan yapılan sonsuz yansımaların,
Mevcudat tarafından algılaması da ve tatbikatı da Sonsuz çeşitte olmaktadır.
Bu değişkenlik ÖZ bilgiye-ESAS Bilgiye ulaşıncaya kadar devam etmektedir.
|