97) "Bilgi Kitabı" ile "İlahi Nizam ve Kainat" kitabı bilgileri hk. |
Bilgi Kitabı ile İlahi Nizam ve Kainat kitabı bilgilerinin çeliştiği hakkında sorulan çeşitli sorulara verilen cevap özeti aşağıdadır.
1- Yaşadığımız Dünya ortamı dışında var olduğunu düşündüğümüz, Bedensel ölümden sonra varacağımız ortam olduğuna inandığımız ve kısaca Yüce Alem dediğimiz Allah'ın Birliği'nden, Peygamberler kanalıyla, Ruhsal Celseler, Medyumlar ve Düşünce zincirleriyle İnsanlığa ulaştırılan Din Kitapları ve diğer kaynakların içerdiği bilgiler, bilimsel değildir. Bu bilgileri, Laboratuvar ortamına alıp doğruluğunu test edemez, ispatını yapamayız.
Bu Bilgileri, herkes kendi vizyonundan, kendi bakış açısından, kendi bilgi ve bilinç seviyesine göre, kendi frekans seviyesine, kendi zihni kapasitesine göre alır, algılar, yorumlar, düşünür, kendi aklına, kendi bilincine yatkın olan bilgileri doğru olarak kabul eder ve o bilgiye inanır. Dolayısıyla Her bilinç seviyesinin doğrusu ve inancı değişiktir. Herkesin doğrusu kendi doğrusudur.
Ayrıca yaşam sürecinde karşılaşılan acı-tatlı olaylardan alınan dersler, hayattan edindiğimiz bilgiler, çevremizdeki kişilerin etkileri ve yaşadığımız ortamın şartları, verdiğimiz yanlış-doğru kararlar neticesiyle, mevcut bilgi ve bilinç seviyemiz devamlı değişir, değişen bilgi ve bilinç seviyesine göre de, doğru ve yanlışlarımız da değişir. Bunun adı Gelişim yani Tekamül'dür. Dolayısıyla bugün doğru kabul ettiğimiz bir bilginin, yarın yanlış olduğuna kanaat getirebiliriz. Aynı şekilde bugünkü bilincimizle yanlış sandığımız bir bilginin, yarın doğru olduğunu düşünebiliriz.
2- Tüm Dinsel Kitap bilgilerini, Bütün Ruhsal Celse bilgilerini ve Tüm Medyamik kanallardan alınan bilgileri, dikkatle inceleyenler, araştıranlar, İnsanlığa Yüce Alem'den ulaştırılan bilgilerin hepsinin aynı kaynaktan verildiğinin izlerini tespit etmişlerdir. Tüm İnsanlığın ulaştığı, idrak ettiği, keşfettiği, anladığı veya anladığını sandığı tüm bilgiler, Allah'ın Birliği'nin bilgileridir. Yani Kaynak Bir’dir ve Tek’tir. Bu Tek ve Bir kaynağa Allah'ın Bilinç Okyanusu denmektedir.
Bütün bilgilerimiz, bütün bulgularımız, bütün keşfettiklerimiz ve bütün düşündüklerimiz, Allah'ın Bilinç Okyanusu'ndan -bilinç seviyemize göre- kademe kademe ulaşan veya ulaştırılan yansımalardır. Bizlere Elçilerle-Aracılarla ulaştırılan yansımaları veya bizzat ulaştığımız yansımaları, bilinç ve frekans seviyemize göre algılar, eklemeler veya çıkarmalar yaparak kendimize göre yorumlar yapar ve anlamaya çalışırız. Var olmayan hiçbir şeyi bulamaz, algılayamaz, düşünemez ve yazamayız.
Dolayısıyla hiç bilmediğimiz konularda Yüce Alem'den yani Allah’ın Bilinç Okyanusu'ndan bize ulaştırılan veya bizim bizzat ulaşarak kavramaya çalıştığımız bir bilgiyi, düşünce zincirleri kurarak, analiz ve sentezler yaparak, Yüce Alemin bazen bilgi şaşırtması yapıp İnsani bilinçleri sınadığını da unutmadan, kendi akıl, mantık ve vicdan (gönül) süzgecinden geçirmeliyiz. Şayet o bilgi ; aklımıza, mantığımıza, gönlümüze yatkın ve uygun geliyorsa, o bilgi bize huzur veriyorsa, o bilgi bizde asudelik ve ferahlık yaratıyorsa, o bilgi, bizim bilinç seviyemize göre doğrudur. Aksi halde yanlıştır.
3- İlahi Nizam ve Kainat Kitabında aktarılan Varoluş bilgileri, başlangıçtan Cennet Boyutu (4.cü Boyuta) kadar olan bilgilerdir. Bilgi Kitabı ise Başlangıçtan, İnsanlığın henüz idrak edemeyeceği bir boyut olarak anlatılan Bilinç Bütünlüğü’ne kadar olan tüm boyutları kademe kademe açmakta, Yönetim Mekanizmaları ile birlikte detaylı olarak anlatmaktadır.
Bizleri vareden Yüksek Benlik'lerimizin, Bizlere bağlanarak tekamül ve gelişmelerini nasıl yaptıkları, Bizleri Maddeden Bilince nasıl ulaştırdıkları açık bir şekilde ilk olarak İlahi Nizam ve Kainat kitabı bilgileriyle teyit edilmiştir. Sadıklar Planı ve Bilgi Kitabı açıklamalarında zamansızlık kavramını henüz İnsanlık idrak edecek durumda değildir denirken, İlahi Nizam ve Kainat kitabı bilgilerinde zamansızlık kavramı bugünkü bilinçlere yol gösterecek şekilde açıklanmaktadır. İlahi Nizam ve Kainat kitabı ile Bilgi Kitabı, bilgileri arasında dikkat çeken çelişki ise Kıyamet ve Vahdet-i vücut konusundadır a. Kıyamet : "Şayet bu Evrensel Birleşimde tatbik edilen bu Kurtuluş Projesi devreye alınmamış olsa idi, bugüne kadar Planetinizin Yapı Taşını teşkil eden Beşerden, şimdi bir Anı bile kalmayacaktı."(Bakınız Bilgi Kitabı Fas.54-Sh.535)
"Şayet bu Kitap arzu edilen doğrultuda Sizlere hediye edilmemiş olsaydı, Planetiniz çok daha Güç bir Aşama Programına alınacaktı." (Bakınız Bilgi Kitabı Fas.42-Sh.405)
Bilgi Kitabı’nın yukarıdaki ifadelerinden anlaşılacağı üzere ve çeşitli ruhsal tebliğlerde belirtildiği gibi şayet Bilgi Kitabı Dünya’ya indirilmeseydi, Dünya’nın sonu Fizik Kıyametle sonuçlanacaktı. Bilgi Kitabı1981 senesinde Dünya’ya indirildikten sonra, artan Kozmik Enerjilerle, Tüm İnsanlığın ortalama bilinç seviyesi yükselmiş (1991 senesinde Ortalama Bilinç ve frekans 56.cı Enerji Boyutuna ulaşmış) dolayısıyla Fizik Kıyamet senaryosu önlenmiştir.
Fizik kıyamet programı yerine Bilgi Kitabı ile Bilinç Kıyameti programı yani Bilinçlerin ayağa kaldırılması, Bilinçlerin uyandırılması programı öne geçmiştir. Ancak artan Kozmik Enerjilerin, İnsani Bilinçleri uyandırması yanında tüm Dünya'yı etkileyeceği, Doğal olayların gittikçe büyüyerek hızlanacağı, Beşeri ve Sosyal olayların derinleşerek genişleyeceği, etkilerinin ibretlik olacağı, İnsanların tekamül ve frekansları, Kozmik Enerjilerin frekansları ile eşitlendiğinde ise Dünya üzerinde Altın Çağ kurulacağı açıklanmaktadır.
İlahi Nizam ve Kainat kitabı 1959 yılında yazıldığı için o tarihte geçerli olan Son Siklus programı, Dünya sonunun Fizik kıyametle bitirileceğini ön görmekte idi. Bu nedenle İlahi Nizam ve Kainat kitabında Fizik Kıyamet programı çok detaylı olarak açıklanmış bulunmaktadır.
b. Vahdet-i vücut :
Tasavvufta, İnsanın bilgi ve tekamülü sonucunda ulaştığı bir mertebe olarak anlatılan, Bütünle Bir olmak, Bütünle birleşmek, Teklikte Birlik olmak anlamında kullanılan Vahdet-i vücut kavramı Bilgi Kitabı'nda aşağıdaki şekilde açıklanmaktadır.
"Bu yardımlarla kazandığınız Bilinç nispetinde katman katman O'na yaklaşırsınız. Ve öyle bir Bilince ulaşırsınız ki, artık O'nu her an içinizde hissedersiniz. Bu hissediş, içinizdeki duvarların kalkışı ve kendi kendinizi kazanmanızdır. Bu an Sizden içre Sizin ile buluşma anıdır ki, buna ENELHAK'lık Sınırı denilmektedir.
Ancak ondan sonra O'nun SONSUZ ŞUURUNA dalarak, Bilinç Okyanusunun içindeki Bilinç Zerrecikleri ile buluşabilirsiniz. İşte şimdi ALLAH, bugüne kadar O'nun Bilinç Zerrecikleri ile temasa geçebilmiş olan kullarını artık kendi Bilinç Okyanusunda bulunan ALLAH Boyutuna bir bir alarak, bir Bütünlüğü oluşturmaktadır. Bu Bütünlüğe bugüne kadar VAHDET-İ VÜCUT denilmiştir. TEKLİKTE BİRLİK OLMA manasına kullanılan bu kelime ile O'nun Bilinç Okyanusuna kabul edilirsiniz. Yani O'nun Enerji Okyanusuna dalabilirsiniz." (Bilgi Kitabı Fas.38-Sh.362)
İlahi Nizam ve Kainat kitabı'nda ise vahdet-i vücut kavramı kabul edilmemektedir. Sh.29 ile Sh.244 de yer alan mezkur açıklamalar aşağıdadır.
"Bu tehlike de hatalı bir anlayış tarzıdır. Yani bu bildirdiğimiz ruh-ayna-evren sembolünün zaman ve mekândan soyutlanmış sezgisi, hiçbir zaman insanı vahdet-i vücut kavramına sürüklememelidir. Çünkü bu yazıları iyi anlayanlar, burada böyle bir kavramın kastedilmediğini bilirler." (İlahi Nizam ve Kainat-Sh.29)
"Yukarıdaki ifadelerle dünyada geçerli olan bir vahdet-i vücut kuramının kastedildiği düşünülmemelidir." (İlahi Nizam ve Kainat-Sh.244)
Yukarıda belirtilen konular dışında, İlahi Nizam ve Kainat kitabı ile Bilgi Kitabı bilgileri arasında, çelişen bilgi bulunmamaktadır. Her iki kitap da Yüce Alem tarafından toplumun bilinç seviyesine göre, Allah'ın Bilinç Okyanusu'ndan İnsanlığa yansıtılan, birbirini tamamlayan ve teyit eden, Evrensel Hakikatlerin çeşitli yönlerini ve kademelerini aktaran bilgilerdir.
4- Bütün bilgilere, bütün açıklamalara rağmen Evrensel Hakikatler, Biz İnsanlar için perde arkasında tam olarak Bilinmeyen bir Bütün, Bilinmeyen bir bilmecedir. Her ulaşılan bilgi, her açılan kapı, bu Bilmeceyi kademe kademe çözmemize-anlamamıza yardımcı olmaktadır. İlahi Nizam ve Kainat kitabı bilgileri de, bu bilmecenin bir çok parçasını yerine oturtmamıza yardımcı olmuştur. İlahi Nizam ve Kainat kitabının Bizlere ulaşmasına vesile olan Herkese ve Rahmetli Bedri Ruhselman’a şükranlarımızı sunuyorum.
|