Budur.com - Spiritüel ve Metafizik Forum
Budur.com - Spiritüel ve Metafizik Forum
Home | Profile | Register | Active Topics | Members | Search | FAQ
Username:
Password:
Save Password
Forgot your Password?

 All Forums
 Gizem ve Varoluş
 Konulu Sohbet ve Paylaşım ile Forum Gündemi
 BEDRİ RUHSELMAN VE BİLGİ KİTABI
 New Topic  Reply to Topic
 Printer Friendly
Author Previous Topic Topic Next Topic  

reikim45
Elmas

Turkey
501 Posts

Posted - 26/05/2007 :  20:55:51  Show Profile  Visit reikim45's Homepage  Reply with Quote


ÜSTAT BEDR İ RUHSELMAN ve "BİLGİ KİTABI" :



1958 yılından beri spiritüel camiada Üstat Bedri Ruhselman'ın kaleme aldığı bir kitap beklenmektedir: " Bilgi Kitabı" .. Konu üzerine çok çeşitli tartışmalar yaşanmış, kalpler kırılmış, kitaplar basılmış ama bekleyiş bitmemiştir. Kitabı beklemek yerine aktif bir duruş alarak aradan geçen 40 yılı ve Ruhselmanın çalışmasını değerlendirmek zamanı gelmiştir.



ÜSTAT BEDRİ RUHSELMANIN ÇALIŞMASININ TARİHÇESİ :

Ruh ve Madde Ocak 2000 "50.yıl özel sayısından" aynen aktarıyorum :

" ÜSTAT BEDRİ RUHSELMANIN SON BÜYÜK VAZİFESİ

Ruhsal bilgi çalışmaları artık yeni bir yoğunluk kazanır. Bu nedenle Dr.Ruhselman, Metapsişik Tetkikler ve İlmi Araştırmalar Derneğinden 5 Mart 1957 tarihinde ayrılır. Görevi genç arkadaşlarına teslim eder. .. Bütün bu yorucu çalışmalar sonucu Dr.Ruhselman 1958 Haziranında bir kalp krizi geçirir… Ve tüm hayatlarını vakfettikleri "Bilgiyi yeryüzüne indirme" operasyonlarını sürdürüp, kimse fark etmeden yine geldikleri gibi sessiz sedasız şekilde aramızdan ayrılırlar. İşte Dr.Ruhselman bu son vazifesini layıkıyla yapabilmek için görevi genç arkadaşlarına emanet ederek 1957 yılında Harbiye'deki evine çekilmiştir. Üstat Ruhselman yeryüzüne enkarne olmasının temel nedenlerinden biri olan asli vazifesine 1958 Eylülünde başladı.

BÜYÜK VAZİFE

Tarih 1958 Eylülüdür. "Meşale" celselerinden sonra kendisini "Önder" adıyla tanıtan "Yüce Planların uzantısı olan bir rehber varlığın" denetimi altında yoğun bir çalışma başlar. Bu çalışma daha da genişleyerek 1959 Ağustosuna kadar devam eder. Bu o güne kadar verilmiş olan bütün bilgilerin vardığı en yüksek realitedeki bilgilerin çalışmasıdır. Kendisine verilen bu büyük bilgi sentezini yapma ve derleme vazifesinin ifası sırasında, Ruhselman 3-4 ay süreyle, günde 20 saat çalışmış, sadece 4 saat uyumuştur.

Vazifeli bir insan olarak Üstat Ruhselmanın dünyaya gelişinin gerçek hedefi, hayatının son yılı içindeki çalışmaları oluşturan, bu bilgilerdi. Derlemiş olduğu bu bilgiler için "bu hiçbir zaman benim eserim değil, Yukarının eseridir" demiştir… Ve 1960 Şubatında, bu dünyadaki vazifesi için kullandığı bedeninden ayrıldı.

Son beşeri kimliğiyle, Üstat Dr.Bedri Ruhselman olarak yaşayan bu büyük vazifeli varlığın derlemiş olduğu bilgiler, BİLGİ KİTABI'nı oluşturdu. Evrensel boyutlarda değişime yol açacak "Bilgiler" koruma altındadır. Ve zamanı gelince İnsanlığa sunulacaktır."


TARİHÇEYE KÜÇÜK BİR EK :

Bilgi Kitabı adıyla anılan "derlenmiş" bilgilerin, NOTER'de saklı olduğunu, 2004 yılı itibariyle Üstat Ruhselman'ın varisçilerinin izni olmaksızın Noterden alınıp açılamayacağını da ARITAN yayınevinden çıkan, Sertaç Mehmet Temizel'in yazdığı RUH ve DÜNYA kitabından (2005) öğreniyoruz.

ÜSTAT BEDRİ RUHSELMAN TARAFINDAN DERLENEN METİNLER, BEKLENEN BİLGİ KİTABI MIDIR _?

1)

1957 yılından bu yana alınmış pek çok kanal mesajı ve bizzat Üstat Ruhselman'ın arkadaşları, öğrencilerince yapılmış yüzlerce celse vardır. Bu bilgilerin toplandığı "DOSTLAR PLANI" ve "SADIKLAR PLANI" özellikle 1958-1974 arasına ışık tutmaktadırlar. Bu iki temel kitapda, bir kere olsun, tekrar ediyorum bir kere olsun "Biz, Ülkenize Bilgi Kitabını verdik, yazdırdık" yada "Bilgi Kitabı olarak bildiğiniz kitap" şeklinde bir cümleye rastlayamıyoruz. Düşünün, Ruhselmanın yaşam amacının olduğu belirtilen Kitap hakkında neredeyse 20 yıl boyunca " metinler" , "mukaddes metinler", "haber" yada "bilgiler" dışında bir terim kullanılmıyor. İşin ilginç yanı Üstat'ın öğrencileri dahi, kitap hakkında celseler esnasında soru sorarken bile "BİLGİ KİTABI" adını kullanmıyorlar.


ÖRNEKLER :

SADIKLAR PLANI , Celse: 133, 11.9.1970, sayfa 598 :

" Şayet bugün elinizdeki mukaddes metinler, tam manasıyla safiyetini muhafaza etmiş olsaydı, bir defa üst üste birbirini tashih edici manada kitaplar olmazdı. Ve nihayet, sizlerin de vakıf olduğunuzu tahmin eyleyerek Ruhselman kanalıyla verilmiş olan metinlerin de mevcudiyetine lüzum kalmadı. Bu kadar."

Plan, celsede bulunanların durumu bildiklerini "tahmin ederek" , kitap hakkında "METİN'LER" terimini kullanıyor. Çok kolay bir şekilde "Ruhselmana verilen Bilgi Kitabı'nın mevcudiyetine de lüzum kalmazdı" diyebilirdi. Hayır, demiyor.

Aynı Celse :
"Soru: Dr. Bedri Ruhselman'ın Kitabı'nı da bu mukaddes metinler meyanında sayabilir miyiz ?
Plan: Şüphesiz. Evet, başka soru?"

İlginçtir, Üstatın arkadaşları, öğrencileri, SADIKLAR PLANI gibi çok üst bir boyut ile ile iletişim halindeler ve soruda "Ruhselman'ın Kitabı" terimini kullanıyorlar .. Onlar bile "Bilgi Kitabı'nı bu mukaddes metinler meyanında sayabilir miyiz?" veya "Üstat Ruhselman'ın Bilgi Kitabı'nı da bu mukaddes metinler arasında sayabilir miyiz?" diyemiyorlar. Çünkü SADIKLAR PLANI celselerinde bulunanların hepsi, Üstat'a verilen metinlerin yine üstat tarafından derlenerek bir kitap haline getirildiğini, bu kitaba sonradan Bilgi Kitabı adı verildiğini çok iyi biliyorlar.

SADIKLAR PLANI, Celse: 142, 1.2.1971, sayfa 638 :

"Soru: … En arzu ettiğim şey, Yüksek İdareci Mekanizma tarafından Bedri Bey'e yazdırılan Kitap'tır. Kitab'ın bir an evvel çıkması için dua ediyorum. Kitap ne zaman çıkacaktır? Bu hususta bilgi verir misiniz ?
Plan: Haber'in intişarı belirli bir tarihe bağlı değildir. Zaman ve zeminin ihtiyacını göz önünde tutarak, haberin ortaya konuşu tarihi seyyaldir. Yani, beşeriyetin muayyen bir şekli intisap etmesi ve bir mefkureyi kazanması lazımdır. Bunlar ise, insanların kendi hattıhareketleriyle alakalı hususlardır. Bu kadar."

Plan Eylül ayında sorulan soru karşısında "metinler" terimini kullanmıştı. Beş ay sonra yine kitapla ilgili ve çok açık bir soru soruluyor. Plan, cevabında ısrarla "HABER" diyor. Yine soruyu soranlar Bilgi Kitabı şeklinde soru sormuyorlar: "Bedri Bey'e yazdırılan Kitap" cümlesini kurmuşlar.

Bu noktada, gerek 1970-1971 yıllarında soru soran üstatlar, gerekse de SADIKLAR PLANI'nın Dr.Ruhselamanın derlediği metinleri "Bilgi Kitabı" olarak nitelemezken, nasıl oluyor da bu camiada "Dr.Ruhselman'ın Bilgi Kitabı" söylemi ile karşılaşıyoruz, bir göz atalım.

SONRADAN KONAN "BİLGİ KİTABI" ADI :

2)

Yukarıda verilen SADIKLAR PLANI celselerinde (celse 133,11.9.1970 ve celse 142,1.2.1971), ne plan ne de katılımcılar "Bilgi Kitabı" adını kullanmazken, yıllar sonra BİLYAY Vakfı yayınevi olan Ruh ve Madde Yayıncılık, Dr.Ruhselman ve Ergün Arıkdal'ın yazılarını topladığı "VAZİFE" adlı kitapta "BİLGİ KİTABI'NIN LÜZUMU (Sadıklar Planı, 11.9.1970)" başlığıyla sanki Plan, yukarıda yazdığımız Eylül 1970 tarihli celsesinde bu adı kullanmış izlenimi vermektedir (Vazife, sayfa 156). Ancak, "Bilgi Kitabı'nın lüzumu" başlığının altındaki metni okuduğunuzda, Planın bu celsede kitap ifadesini bile kullanmadığını görüyorsunuz. Yine aynı yayının 159. sayfasında "BİLGİ KİTABI, KUŞKUSUZ KUTSAL METİN'DİR (Sadıklar Planı, 11.9.1970)" başlığı altında yine aynı durumla karşılaşılmaktadır: Plan, Dr.Ruhselman'a yazdırılan metinlerin, kutsal metinler olduğunu teyit etmekte ama yine Bilgi Kitabı olarak tek cümle bile geçmemektedir. Fakat, yayıncılar, o metinlerin BİLGİ KİTABI olduğuna, maalesef Plan öyle bir ifade kullanmamış bile olsa çok emindirler.
Benzer olarak Bilim Araştırma Merkezi'nin, Nisan 1980 yılında yayınlanan, "Vazife ve Türkiye: Bilgi Kitabı" (Haluk Egemen Sarıkaya'nın önsözü bulunmaktadır) , baştan sona Sadıklar Planı ve Dostlar Planından alıntılarda bulunarak Bilgi Kitabı'nın özelliklerini anlatmaktadır :
" Tek bir Dünya toplumu.
Tek bir, Birleşik İnsanlık Realitesi.
Tek bir kitap, Bilgi Kitabı ..
Bilgi Kitabı, Alemlerin Rabbi Allah Katı'ndan bu yüzyıl içinde indirilmiş ve zamanı geldiğinde açığa çıkarılacak olan En son Kitap'tır."

( Yıllar sonra Bülent Çorak'ın yazdığı Bilgi Kitabında Tek Kitap, Tek Yol söylemi var diye nice eleştirilerin yapıldığını hatırlatmak isterim)

Maalesef bu kitapta da alıntısı yapılan Sadıklar Planı ve Dostlar Planı mesajlarının hiçbirinde "Bilgi Kitabı" şeklinde bir hitap geçmemektedir.

3)
İlginçtir Ruha ve Madde dergisinin Ocak 2000 sayısında bile (sayfa 20)

"Son beşeri kimliğiyle, Üstat Dr.Bedri Ruhselman olarak yaşayan bu büyük vazifeli varlığın derlemiş olduğu bilgiler, BİLGİ KİTABI'nı oluşturdu" denmektedir. Açacak olursak, Dr.Ruhselman'a üstün bilgiler verilmiştir, kendisi aylarca uğraşıp bu bilgilerin "sentez ve derlemesini" yapmıştır, ve derlemeler "Bilgi Kitabı" adı altında toplanmıştır. Bu şekilde gerçekleşen bir yayın hakkında, "Bilgi Kitabı, Bedri Ruhselman ve üç arkadaşına yazdırılmıştır" denemez. Üstat Ruhselman'ın bile bu söyleme itirazı olacağından eminim.

4)
Dr.Ruhselman'ın mirasçılarına ulaşıp onların onayını almak için takdire şayan bir uğraş sergileyen Sertaç Mehmet Temizel (Ruh ve Dünya, ARITAN yayınları, 2005) kitabının 326. sayfasında

" Bu konularla yakından ilgilenen herkesin bildiği, -sonradan takılmış bir ad olan- 'Bilgi Kitabı' hakkında da söz açıldı."

Ve 339. sayfasında yine

" Bedri Beyin yazdıklarıyla yakından ilgilendiğim için elbette takma ismi "Bilgi Kitabı" olan, herkesin merakla beklediği o kitap hakkında da aramızda konuşuyorduk."

İfadesini kullanmaktadır. Sertaç Temizel, açıkça, Bedri Bey'in yazdığı kitaba sonradan Bilgi Kitabı isminin takıldığını yazmaktadır.







5)
NOTER'DE SAKLI BULUNAN METİNLER "BİLGİ KİTABI" OLAMAZ. SADIKLAR PLANI ve DOSTLAR PLANI'NDAN AÇIKLAMALARA DEVAM :


DOSTLAR PLANI, Bilim Araştırma Merkezi, Ekim 1979
Celse 16/55 … 7 Ekim 1958 ..Sıra 1 , sayfa 102

"Ruh Planı sizlere yepyeni ve değerli bilgiler vermek istiyor. Bu bilgiler ile ufuklarınızın genişlemesi ve insanlığa faydalı olmanız arzu ediliyor. Dünya Organizatörleri, insanlığa Yeni bir Çağ müjdeliyorlar. Bu Yeni Çağın ilk müjdecileri, bu Yeni Çağ'ın bilgilerini insanlığa ilk yayacak kimseler, dünyanın neresinde ortaya çıkarlarsa, Organizatörler onları görevlendireceklerdir… Bu yeni bilgiler, Hazırlık safhası tamamlanmadan hiçbir zaman takdim edilmeyecektir.."

Eylül 1958'de Dr.Ruhselman evine kapanmış canla başla kendisine üç medyum vasıtasıyla aktarılan bilgileri alıyor iken, bir ay sonra Ekim 1958'de Dostlar Planı, onun arkadaşlarına Yeni Çağ bilgilerinin dünyaya verilmek üzere beklediğini, hazırlık safhası tamamlanmadan verilmeyeceğini, ve ilk alacakların da Dünyanın herhengi bir ülkesinde olabileceklerini söylüyorlar. Gerçekten daha sonraki yıllarda (1967) bir kuzey ülkesinin bu hakkı kaybettiği belirtilecektir (Sadıklar Planı, 7/7/ 1967) 1950'lerin sonunda tüm Dünyada pek çok odak yetiştiriliyordu. O güne değin verilmemiş bilgiler aktarılmağa başlandı. Amaç hazırlık safhasının tamamlanmasıydı. Gerçekten Türkiye'de de Sadıklar Planı, Dostlar Planı gibi üstatların 1970'lerin sonuna kadar bilgi aktardıklarını, inanılmaz bir etki alanı yarattıklarını görüyoruz. Ancak durum bu şekilde iken, henüz Dünya taranıyor iken, 1958'de "Yeni Çağ'ın Bilgi Kitabı" İstanbula verilmiş olamaz. Doğrudur, bilgiler, mukaddes sayılabilecek bilgiler yağıyordu ama bunlara bir çağı açacak Kitap demek , abartı olur.

Zaten, Üstat Ruhselman'a verilen bilgiler "Bilgi Kitabı" olsa, neredeyse 20 yıl boyunca İstanbul'da pek çok ileri bilinç yetiştirmiş Sadıklar ve Dostlar Planı, bunu açıkça söylerdi. "Yeni Çağın Bilgi Kitabı Dr.Ruhselman'a verildi, ama İnsanlık bilinç olarak hazır olmadığı için koruma altındadır, zamanını bekliyor" denirdi. Fakat yukarıda(2) gösterildiği gibi Plan'lar hep "metinler" diyor, "bilgiler" diyor olmadı "haber" diyor.

DOSTLAR PLANI, Altın Çağ Misyonu, Kasım 1979
Celse 16/91 , 11/ 12 / 1959 , Sıra 15,sayfa 12
"Koşun!
Artık pasif kalmak zamanı geçmiştir.
Büyük bir hazırlığa doğru gidiyorsunuz.
Sizin için büyük bir toplum, hatta bütün Dünya hazırlanmaktadır.
Eğer bundan istifade edemezseniz, çok yazık size."

Dr.Ruhselman bilgileri almış, derlemiş toparlamış, aradan altı ay geçmiş: başka bir odağa Dostlar planı "büyük bir hazırlığa doğru gidiyorsunuz" diyor.. Açacak olursak daha hazırlık safhasının aslı bile başlamamış anlamı çıkar: o zamanlar, odaklardaki seviye henüz "büyük hazırlık" öncesi olarak nitelenebilir.

DOSTLAR PLANI, Altın Çağ Misyonu, Kasım 1979
Celse 11/56 , 6/ 11 / 1959 , Sıra 4, sayfa 35

"Herkesin aynı seviyede olması, Dünya'da sağlanamazdı. Bu seviyenin, küçük farklarla birbirlerine yakın olması idealdir. Gelecek Kitap'ta vicdan ölçüleri ve vicdan hakkında tafsilat verilmiştir"

Üstat Ruhselman'ın kitabından neredeyse bir yıl sonra, Kasım 1959'da Dostlar Planı "gelecek" bir kitaptan bahsediyor . Bu kitapda vicdan ayrıntılı olarak anlatıldı deniyor. "Şu anda muhafaza altında olan kitapta, vicdan ölçüleri ve vicdan hakkında tafsilat verilmiştir" denmiyor, "gelecek kitap'ta" deniyor. Bu gelecek kitap vicdan hakkında ayrıntılı bilgi veren ya Sadıklar Planı'dır yada Bilgi Kitabı. Ancak bu Bilgi Kitabı kesinlikle Dr.Ruhselmanın 1958-59'da derlediği kitap olamaz.


SADIKLAR PLANI, Celse 131, 7.8.1970, sayfa 587 :
" Plan: Bugün yeryüzünde mevcut olan organizmaların komplekslik dereceleri, yani tek hücreden çok hücreden kadar ve kısaca zeka belirtileri diyelim, insanlara hizmet olsun diye meydana gelmemiştir. Yeryüzünün en büyük fonksiyonlarından biri, kendi kainatı içerisinde bir laboratuar vazifesini görmesidir. Bunu ilk defa öğreniyorsunuz. Yani dünyanız pek yüksek ruhi kudretlerin , bir deney yeridir ve yeryüzünde pek çok oganizmalar teşekkül ettirilmiş veya yok edilmiştir.."

Plan, 1970 Ağustosunda kuvvetle muhtemelen içinde Ergün Arıkdal'ın olduğu gruba, Dünyanın bir laboratuar vazifesi gördüğünü belirtip "bunu ilk defa öğreniyorsunuz" diyor. Bu bilgi 1970 yılında ilk defa öğreniliyorsa, efsaneye göre 1958 yılında yazdırılan Bilgi Kitabında yer almıyor demektir. Türkiyenin ana vazifesi sayılan Bilgi Kitabında, dünyanın laboratuar gezegen olduğu bilgisinin olmaması mümkün değildir.

DOSTLAR PLANI, 14.10.1958 (Vazife, sayfa 141)
" Esas olan kütlelerin düşüncesi değil, o kütlelere yön verecek olan az sayıda seçkin varlıkların durumlarıdır. Az sayıdaki bu seçkin varlıklar, Bilgiler'i alabilecek kapasiteye gelince Bilgiler'i alacak, uygun zemin ve zaman kendini gösterecek ve onlar Bilgiler'i çevreye yayacaklardır. Bu da herhalde uzak bir zamanı gerektirmemektedir."

RM'nin kendisi Dr.Ruhselmanın Eylül 1958'de Bilgi Kitabı olarak nitelenecek Bilgileri almağa başladığını yazmaktadır. Ancak, Dostlar Planı o yılın Ekim ayında az sayıda seçkin insanın belli Bilgileri alacağını, uygun zaman ve zemin geldiğinde de yayacaklarını yazıyor. Ekim ayında gelecek zaman kipi ile verilen ifade (bilgileri ala cak), Eylül ayında gerçekleşmiş olamaz.



(6)

Merhum Ergün Arıkdal 1971 yılında Plan'a soruyor ve "zamanı gelince" cevabını alıyor. Aradan 10 yıl geçiyor, özel celsede yine soruyor :

Temizel, ARITAN yayınları, sayfa 340:

21 Mart 1981 Celse 1
Medyum: Selçuk Altuniş
Operatör: Ergün Arıkdal

"Ergün Arıkdal : .. Ruhçuluk hareketinin önderi ulu bir varlık olarak kabul ettiğimiz Dr.Bedri Ruhselman idi. Onun vasıtası ile yüksek ruh planlarından verilerek bir kitap haline getirilmiş olan bilgiler mevcuttur fakat bu bilgiler henüz mahfuz durumdadır. Saklıdır. Bu bilgiler ile bizim derneğimizin ve dünya tekamül seviyesinin değişimi arasında ne gibi maddi irtibatlar vardır. Bu hususta bizi aydınlatmanızı özellikle rica ediyoruz .

Varlık: Bu değerli bilgilerin özellikle sizde olması yakın gelecekte faaliyete geçmenize neden olacak bir ışıktır. Yalnız bu bilgilerin henüz vakti gelmemiştir. Zamansız açılan bir paket çevreyi mahvedebilir. Hazmedilmesi güç bir yemek zararlıdır. Bu bilgileri önce sizler sonra çevrenizdekiler tarafından rahatlıkla anlaşılabilecek hale gelmenizi …

… Sadece bu bilgiler bir son olmayıp, her gerçek devre sonu bilgileri olup sadece uyum sağlayıcı, bunlara hazır olanlar için bir anlam taşımaktadır."

Celse bu şekilde uzayıp gidiyor. Arıkdal bile "Bilgi Kitabı" ifadesini kullanarak soru soramıyor, Varlık ısrarla "elinizdeki bilgiler" diyor .. İlginç başka bir nokta 1981 Martında bile Arıkdal'a "sizler, önce bu bilgileri rahatlıkla anlayabilecek seviyeye gelin" deniyor. Sonra çevrenizdekiler .. O zaman bile Dr.Ruhselman'ın bilgilerini, Arıkdal ve arkadaşlarının henüz "hazmedemeyeceğini" söylüyor..

Başka bir nokta Arıkdal'ın "bir kitap haline getirilen bilgiler" cümlesi. Merhum Arıkdal, alınan bilgilerin sonradan Kitap haline getirildiğini, aslında bir Kitap olarak verilmediğini açıkça ifade ediyor.

(8)
Ulaşabildiğim kaynaklar içinde yalnızca bir yerde "bilgi kitabı" kelimesi geçiyor:
Temizel, ARITAN yayınları, sayfa 340:

28 Mart 1981 Celse 2
Medyum: Selçuk Altuniş
Operatör: Ergün Arıkdal
Plan: Evrim Gözcüleri

"Arıkdal : .. Türkiyede bu derneğin kurucusu olan bir varlık tarafından kaleme alınmış veya kendisine yazdırılmış bir kitap mevcuttur. Bu kitap, bilgi çağının rehberi olacak ve bütün insanların buradaki bilgilerle amel edebileceği ifade edilmiştir. Evrim Gözcüleri olarak sizlerin bu hususta özellikle bizi aydınlatmanızı rica ederim…

Plan: ...Sizler gibi pek çok merkezin bulunduğunu belirtmiştik. Bu merkezlerin görevi her toplumun kendi bünyesinde, karşılaşacağı bu yüksek bilgilere rahatça adapte olabileceği tarzda yetiştirmektedir. Onlar bunun bilinciyle sürekli işlevlerini, faaliyetlerini sürdürmektedirler. Sizde mevcut bilgilerin gelecekte açılacak olan özel bilgilerin, hepsinde önce bu bilgi kitabının tüm üst düzeydeki realitelerin bu yüksek bilgileri anlayabilecek olgunluğa kendi ferdi gayretleriyle ulaşmış olan seçilmiş bir toplumun dünyanızda mevcut bir toplumun bu bilgilere ulaşıp bunları anlayabilecek üstün seviyeye doğru hazırlanmaktadırlar. Bu nedenle bir nevi odak merkezi olarak görevlerinizin bilincinde, bunu değerinde faaliyetlerinizi daha yapıcı hale getirmeniz, sizlere çok daha sonra elinizdeki bu mevcut bu bilgileri açacağınız anı müjdeleyecek bir haber de verilecektir…"

Arıkdal "bir varlık tarafından kaleme alınmış veya kendisine yazdırılmış bir kitap" diyor. Bir hafta önce sorduğu soruda "bir kitap haline getirilmiş bilgiler" demişti. Dr.Ruhselman tarafından kaleme mi alınmış yoksa kendisine direkt yazdırılmış mı, Arıkdal bile emin değil.

Merhum Arıkdal'ın açıkça sorduğu soruya yine açık bir cevap verilmiyor. Kitap hakkında söylenebilecek binlerce şey varken, Plan'ın cevabı –imla'dan ötürü pek anlaşılır olmasa da- , mevcut bilgilerin, gelecekte gelecek özel bilgilerin, "bu bilgi kitabının" bilgilerinin amacının toplumları hazırlamak olduğu şeklinde. Bir sonraki cümlesinde ise yine elinizdeki "bilgiler" diyor.

Bu celsede verilen yanıt da beni "Ruhselman'ın derlediği kitap, Bilgi Çağının Bilgi Kitabı'dır" sonucuna götürmüyor. Ancak bilgilerin hazırlık için olduğu, toplumları yetiştirdiği kesin.

Merhum Arıkdal'ın 30 yıl boyunca her fırsatta Üstat Ruhselman'ın kitabı üzerine soru sorduğu anlaşılıyor. 30 yıl boyunca doyurucu yanıtlar beklemiş. Ama hep "henüz değil" yada " faaliyetlerinizi daha yapıcı hale getirin" cevapları verilmiş.

SON SÖZ :

Üstat Bedri Ruhselman'a 1958 Eylülünde, üç medyum arkadaşı vasıtası ile çok yüksek bilgiler verildiği, Üstat'ın bu bilgileri derlediği, sentez ettiği ve bir kitap haline getirdiği kesin. Bu kitaba sonradan "Bilgi Kitabı" adının konulduğu da kesin. Ancak bu bilgilere kendisinin mi yoksa 20 yıl sonra MTİA'daki arkadaşlarının mı "Bilgi Kitabı" adını verdiği belli değil. 1960-1970'lerde "bilgi kitabı" adı geçmiyor: ne Sadıklar Planında ne de Dostlar Planında . Plan'a soru soran celse katılımcıları bile bilgi kitabı kelimesini kullanmıyorlar. Bu da kesin.
1979 yılına geldiğimizde, Bilim Araştırma Merkezi, bastığı kitaplarda "Yeni Çağın kitabı Bilgi Kitabıdır" diyor. Hatta " Tek bir Kitap'tır" diyor. Ve 1981 yılında Sayın Bülent Çorak, " Bu Kitabın Metni tüm Kutsal Kitapları içermektedir" cümlesiyle başlayan ve kendi kendisine "Bilgi Kitabı" diyen kitabı yazmağa başlıyor. 1984 yılından itibaren düzenli olarak her ay bir "fasikül" halinde bilgileri alıyor ve kitap, 1993 yılında 939 sayfa olarak tamamlanıyor.

1980'li yıllar Sayın Bülent Çorak tarafından kaleme alınan Bilgi Kitabının asıl bilgi kitabı olmadığı, asıl kitabın Noterde açılmayı beklediği, zaten Sayın Çorak'ın kendi kitabını Noterden çaldığı gibi dedikodularla, söylentilerle geçiyor.

Maalesef aynı durum 2000'li yıllarda da devam etmektedir..

Tam 48 yıl önce derlenmiş bir kitap, Türkiyenin bilinç evrimine damgasını vurmuştur. Kendisinden sonra sayısız kaynak tarafından "hazırlık aşamasındasınız", "gelecek, bilginin üzerinize hücum etmesiyle doludur", "gelecek kitap'ta vicdan ayrıntısıyla anlatılmıştır" gibi gayet açık ipuçları verilmesine rağmen, bu gezegenin belki de en ileri bilinçleri, noterdeki kitabı beklemektedir.

Tabii ki bu kişisel bir tercihtir, seçimdir. Beklersiniz: saygı ile kabul edilir. Ancak siz, kişisel kararınızın ötesine geçip, toplantılarda, seminerlerde, dergilerde yada kitaplarda "bilgi kitabı, Bedri Ruhselman tarafından 1958'de yazılmıştır, zamanı gelince açılacaktır" fikrini beyan ettiğiniz zaman, yayılan bilgi enerjisinden ötürü vebal altına girersiniz, karma yaratırsınız. Hele sizden etkilenip, kendilerini beklemeye alan gençlerin tekamülleri düşünülecek olursa , durum çok daha vahim bir hal alır. Sonuçlarına da hem birey olarak hem de toplu olarak, dernek olarak katlanırsınız.

İster beğenelim, ister beğenmeyelim, ortada, 9 yılda yazılan, 939 sayfalık bir Bilgi Kitabı gerçeği vardır. Bu kitap size uymayabilir, ters gelebilir. DKB'nin çalışma şekli, düzeni size yanlış gelebilir ki bana da öyle gelmiştir. Benimsememeniz son derece doğaldır.. Bunlar saygı ile karşılanması gereken tutumlardır.

Ancak siz beğenmediniz diye, size uymuyor diye kitabı karalamaya çalışmak, efsane üretmek, dedikodu yapmak, iftira atmak, "asıl kitap başka , onu bekleyin" demek ne temel insani erdemlere ne de bireysel tekamül yolculuğuna uymaz, uymuyor. Kısaca, artık ayıp oluyor.
KRYON TÜRKİYEDEN ALINTIDIR
SİZCE NEDEN BU TÜR KONULAR HALA TARTIŞILIYOR DERSİNİZ BEN İŞİN İÇİNDEN ÇIKAMADIM
Görüşlerim ise şu konuda idrakimce kanal bilgilerinin geneli birbirnden etkilenmektedir ve bir tek bir vardır egoyu devre dışı bırakırsak her kanal aynıdır farkı yoktur.
Yani açıkcası geneli dogrudur ancak kanal olan varlıkların kanal bilgilerini aktarırken işin içine egolarınıda kattıklarından dogruluk yüzde hesabına dönüyor diye düşünüyorum...

Atilla TUNALI